9 Haziran 2012 Cumartesi

burası benim karanlık yüzüm

Bu blog benim karanlık tarafım, ne zaman bişeye üzülsem, darılsam, kırılsam yazıyorum buraya,
o yüzden açtım ya zaten, kendimi rahatlatmak, içimdekileri kusmak için.
sürekli böyle değilim aslında.
ama farkındayım ruh karartıcı bir yer oldu burası. Okuyanlar lütfen kusura bakmasın.
Aslında yorumlara, insanlara kapatmak istiyordum sadece kendim göreyim diye ama, paylaşmak, birilerinin beni anlaması terapi gibi geliyor.
Hal böyle olunca umarım bu bloga çok fazla yazmak durumunda kalmam diyorum. Sorunsuz, dertsiz tasasız bir hayat sürerim.
Tabiki bu sadece dış etkenlerle alakalı bir durum değil, insanın kendisinde bitiyor.
Ben de işte kafada bitirmeye uğraşıyorum, sorunları, dertleri, çöp öğütücüsü gibi öğütüp yoketmete, görmemeye çabalıyorum.
Kişisel gelişim kitapları vs.. okuyorum, kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve bir şey söyleyeyim mi? gerçekten büyük bir gelişme var. Mesela; bundan tam 10 yıl öncesine dönecek olursak depresif, asosyal bir kızla karşılaşabilirsiniz.
Sürekli depresif şarkılar dinleyip, depresif filmler izleyen, etrafta yürürken, sadece depresif kadrajları
mıknatıs gibi çekip, gören... Ve tüm bunlardan zevk alan, acı çekmekten, ağlamaktan, o şarkılardan filmlerden... Melankolinin tatlı havasının artık ekşileşmeye başladığı bir dönem.

Şuanda tam tersi, ama işte arada oluyor zaman zaman karanlığa gidişim. Onu da bu şekilde yazarak uzaklaştırıyorum kendimden.

Karanlık yüzüm. Yaz geldi. Gözlerini biraz kamaşıracak.